İkinci olan Nihal Cemile Yıldız’ın "Lezzet Kodlandı: Gelenek 4.0" adlı çalışması, geleneksel yemek tariflerinin teknolojiyle geleceğe taşındığı bir senaryoyu yansıttı. Hem görselliği hem de kavramsal altyapısıyla dikkat çeken afiş, kullanıcı deneyimi, pratiklik ve kültürel süreklilik kavramlarını ön plana çıkardı. Üçüncü olarak seçilen Rümeysa Kaya’nın "Gastronomi ve Gelecek" isimli afişi ise geçmişin mirasını geleceğin mutfak teknolojileriyle harmanlayan güçlü bir kadın şef figürü etrafında şekillendi. Afiş, Osmanlı mutfağına ait unsurları moleküler gastronomi teknikleriyle buluşturarak geçmiş ve gelecek arasında etkileyici bir köprü kurdu.
Afiş yarışmasının ardından düzenlenen GastroTech 2025 Kısa Film Yarışması, "Yapay Zekâ ile 100 Yıllık Türk Mutfağı Değişimi" temasında gerçekleştirildi. Katılımcılar, Türk mutfağının son yüzyıldaki dönüşümünü sinematografik anlatım yoluyla ele aldı. Kısa film yarışmasında dereceye girenleri açıklamak ve ödüllerini takdim etmek üzere Dr. Öğr. Üyesi Sayın Muzaffer Çakmak sahnede yer aldı. Birinciliği kazanan Metehan Özırmak’ın "Asırları Aşan Lezzetler" adlı kısa filmi, geleneksel yemek tariflerinin tarihsel yolculuğunu izleyiciye güçlü bir hikâye örgüsüyle sundu. Filmde, tariflerin yalnızca birer yemek değil, aynı zamanda kuşaklar arası aktarılan kültürel değerler olduğu vurgulandı. İkincilik ödülünü kazanan Tolga Karakol’un "1925’ten 2025’e Bir Sofranın Hikayesi" adlı filmi, bir yemeğin masa üzerindeki varoluşunu zamansal bir geçişle yansıtarak nostalji ve modernlik arasında bir bağ kurdu. Üçüncü olan İrem Kaplan’ın "Ellerde Saklı Zaman: 100 Yıllık Türk Mutfağı" isimli filmi ise yaşlı bir kadının elleri üzerinden mutfak mirasını temsil etti. Eller, geçmişin bilgeliğini taşıyan bir anlatım öğesi olarak kullanılarak yemeğin sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal ve tarihsel bir değer olduğuna dikkat çekildi.
GastroTech-2025, sadece bir yarışma platformu olmanın ötesine geçerek öğrencilerin teknolojiyi kültürel bağlamda nasıl yorumlayabileceklerini ortaya koydukları çok yönlü bir deneyime dönüştü. Gastronomi, sanat ve dijital teknolojinin kesiştiği bu iki etkinlik, üniversitenin disiplinlerarası vizyonunu yansıtan güçlü bir örnek olarak öne çıktı.
GastroTech 2025 kapsamında düzenlenen bu yarışmalar, gastronomi eğitiminin yalnızca mutfak becerileriyle sınırlı olmadığını; aynı zamanda kültürel ifade, görsel tasarım ve teknolojik düşünme gibi farklı alanlarla da ilişkilendirilebileceğini ortaya koymuştur. Öğrenciler, çalışmalarıyla hem geleneksel değerlere dikkat çekmiş hem de güncel yaklaşımlarla bu değerleri yeniden yorumlama fırsatı bulmuştur. İstanbul Gelişim Üniversitesi, benzer etkinliklerle öğrencilerin farklı disiplinlerle temas kurmasına olanak sağlamayı sürdürmektedir.
Bu kapsamlı yarışmalar, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) arasında yer alan Nitelikli Eğitim (SDG 4) ve Sorumlu Üretim ve Tüketim (SDG 12) hedefleri doğrultusunda planlanarak, gastronomi eğitiminde sürdürülebilir ve yenilikçi bir yaklaşımın hayata geçirilmesine katkı sağladı.